My Melody Kawaii

29 Eylül 2012 Cumartesi

Velii Oldum Ben :)

Evet evet yalnışlık yok öğrenci velisi oldum ben :) Bir ilkokul binasına adım atmayalı yıllar olmuş onu farkettim bugün. Öncelikle açıklayayım bende çoluk çocuk yok, yeğenim için gittim okula. O yüzden ilginç bir olay benim için. Toplantıları varmış ee ben de velisi olurum dedim :) Zaten hep merak ederdim ilkokulda annemin gittiği toplantılarda neler konuşulurdu diye. İyi oldu merağımı giderdim. Neler mi konuşuluyor; para, okul ihtiyaçları, öğrencilerin durumları. Çok ilginç bişey yokmuş yahuu :)
Yalnız şunu farkettim okullarda biraz biraz değişiklik yapılmış. Mesela şu fotoğraftaki dolaplar, öğrenciler tüm kitaplarını taşımak zorunda kalmıyor, dolabına kilitliyor. Şimdikiler azıcık şanslı galiba.
Bugün bacaklarımın sığmadığı o ufacık sıralarda oturmayı sevdim ben, değişik bir duygu yaşadım bugün.

28 Eylül 2012 Cuma

Kitap Wishlist 'imm :)

Öyle kitaplar var ki herkes tarafından bilinip okunan ama benim okumadığım.. İşte o kitapları, ben de çok okumak istiyorum fakat bir türlü alıp kitaplığıma katamıyorum. Hep birşeyler çıkıyor. Sonra alırım, aaa çok pahalıymış indirime girer belki diyip bir türlü edinemediğim kitaplar işte onlar :) Bu listeyi hem kendime kaynak olsun diye hem de belki biri görürde bu kitapların arasından hediye etmek ister diye yapıyorum, duyrulur :P haberiniz olsun arkidişlerimmm :)
Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Ali
Açlık Oyunları (Serisi) - Suzanne Collins
Semerkant - Amin Maalouf
Afrikalı Leo - Amin Maalouf
Kapak Kızı - Ayfer Tunç
Yeşil Peri Gecesi - Ayfer Tunç
Bir Deliler Evinin Yalan Yalnış Anlatılan Kısa Tarihi - Ayfer Tunç
Kumral Ada Mavi Tuna - Buket Uzuner
İki Yeşil Su Samuru - Buket Uzuner
Küçük Mucizeler Dükkanı (Serisi) - Debbie Macomber
Od - İskender Pala
Uyuyana Kadar - S.J. Watson
Bir Gün - Davir Nicholls
 Listemdeki kitaplar kitaplığıma girdikçe buradan mutlulukla silinecektir. Tez zamanda silinirler inşşş:)

26 Eylül 2012 Çarşamba

Zarife - Deniz Kavukçuoğlu

Evet D&R'ın o güzel kampanyasını kaçırmadım, ben de yararlandım. Zarife'nin methini, blogunu ve twitter hesabını takip ettiğim sevgili  kitapdelisigizem den duydum. Gizem şiddetle tavsiye ediyordu, bulun zarifeyi dedi ben de buldum, aldım :)
Kitap için düşüncelerime gelirsek, sıkılmadan çok çabuk okudum kitabı. Kesinlikle çok akıcı. Ama bazı yerlerinde insanı utandırıyor okurken o sayfaları sevmedim. O kadar ayrıntı vermesine gerek yoktu sanki. Gerçi onları anlatmasa Zarife, Zarife olmazdı da ne bileyim.. Şimdi ne diyor bu kız diceksiniz, Okuyun diye fazla ayrıntı vermiyorum yahu :) Zarife ilginç bir kadın herkesin yapamayacağı tercihlerde bulunuyor. Doğruluğu tartışılacak cesur kararlar alıyor. Ahlaki değerler üzerine düşündürdü beni. Okumanızı tavsiye ederim.

Arka Kapak:
"Hep ciddiye alırmış gibi yaptılar. Öyle göründüler. Ne annem babam, ne patronum, ne arkadaşlarım, ne de sevgililerim... Kimse beni can kulağıyla dinlemedi... Dinlemek istemedi... Ama ben herkesi dinledim... Önce annemi, babamı, kardeşlerimi dinledim... Zaten içinde olduğum, yaşadığım, bildiğim sorunlarını anlatıyorlardı bana. Arkadaşlarım, sevgililerim, birlikte olduğum başka erkekler de... Herkesin yaşamı kendince en önemliydi. Ya benim yaşamım, ya benim sorunlarım? "

Deniz Kavukçuoğlu'nun, yayınlandığı günden bu yana okurlardan ve edebiyat dünyasından büyük ilgi gören romanı Zarife'nin yeni baskısı Can Yayınları'nda. Bir genç kızın yaşamın zorlukları karşısında boşluğa yuvarlanışını konu alan Zarife, toplumsal değerleri, kişisel ilişkileri sorgulayan önemli bir çağdaş roman. Kitap için Semih Gümüş şöyle yazmıştı: "Zarife'nin, başından sonuna dek bir solukta, merakla okunabilmesinde yazınsal değerinin de elbette payı var."
 
 
Not: Ayracı şu postumda anlattığım gibi kendi elcezzlerimle yaptığım bir ayraç. Yapar yapmaz  hemen kullandım.. Severek kullandım kii :)


25 Eylül 2012 Salı

Mutfak Tasarımları

Kadınların yarı ömrü mutfakta geçer derler, bence de haklılar.. Uzun saatlerimizi harcadığımız bu mekanda mutlu, huzurlu, severek saatler geçirmek çok önemli. Bu yüzden beğendiğim mutfak tasarımlarını sizlerle paylaşmak istedim.  Benim için mutfakta önemli kriterler ferah, geniş ve iç açıcı olmasıdır.
 
Siyah ve beyaz uyumu çok şık duruyor. Nambır vanım :)

 
Böyle bir mutfağa sahip olmak için bayağıı geniş bir ev gerekli sanırım :) Ama harika değil mi?
 
Krem, kahve tonları ve yerleşim hoş görünüyor.

 
Siyah ve kırmızı çok seksi yahuu :P değişik bir tasarım.

 
Sade bir tasarım bu da çok ferah duruyor.

 

Peki, sizler hangilerini beğendiniz?

24 Eylül 2012 Pazartesi

Evde Tek Başına Modu

Bu hafta benim en sevmediğim vardiya olan 4-12 vardiya haftası. En güzel zamanı sevdiklerinden çalan işletmelere sevgiler :) Evet, annem çalışıyor, babam yurtdışında olunca ben de evde tek başına kaldım..  Bir garip moddayım. Bir hüzün çöküyor, yalnızım ben triplerine giriyorum..

Bir de bakmışım amaaann kimse yok, ses yok, karışan görüşen yok, keyfine bak ye, iç, yat, party time diyorum :) Evde tek başına filmindeki gibi evimizde action yok ama kendi çapımda eğleniyorum işte :)
Öyle de dengesizim işte bu akşam, sonum hayrolsun :) Mutlu akşamlar :)

21 Eylül 2012 Cuma

Flormar'ın Renkli Cuma'sı

Geçen hafta cuma günü facebookta flormar sayfasının renkli Cuma etkinlikleri düzenlediği gördüm. Ve hemen katıldım. Peki nedir bu renkli cuma? Flormar her Cuma bir soru soruyor ve cevaplayanlardan 5 kişiyi çekilişle seçip, belirlediği bir hediyeyi gönderiyor. Geçtiğimiz hafta o şanşlı kişilerden biri bendim. İlk defa katıldım ve kazandım.
 Tam da ihtiyacım olan şeyi kazanmışım. Pek bir mutlu oldum :) Ayrıca MAXXL rimeli kesinlikle tavsiye ediyorum. Benim gibi ince, kısa kirpiklere sahip insana birebir geldi :)
Teşekkürler Flormar'cımmmm :)
Siz de kazanmak isterseniz facebooktan Flormar'ı takip edin derim.

20 Eylül 2012 Perşembe

DIY - 2 - Kitap Ayracı Yapma

Do It Yourself 2.yi sizlere sunuyorum efenim :)
Kitapların vazgeçilmezleri kitap ayraçlarından çeşit çeşit olsun istiyorum. Kitap okurken o güzelleri arasında görmek mutluluk veriyor. Hele ki kendim yapmışsam..
Değişik bir şeyler yapayım dedim ve yüzlerce ayraç seceneği cıktı. Ama ben dantel işini seçtim. Azcık dedim yeteneğimi konuşturayım :P şaka tabiki yapımı çok kolay.
Yalnız fark ettim de yıllardır elime tığ ve dantel ipi almamışım. Bir garip geldi ama hemen alıştım. Lila renk bir ip seçtim. Zincir çekerek kutu kutu ilerledim.
Kitaplara uygun olacak şekilde boyunu uzattım.
Ucuna nazar boncukları taktım ve kenarları daha güzel dursun diye zincir çeke çeke geçtim (tırtık tırtık oldu). Son olarakta annemin tiyosunu da kullanarak ütü yaptım. ( Danteli, kolonyalı ütülersek daha diri ve dik duruyormuş ). Sonuç olarak böyle bir güzellik çıktı ortaya :)
Sevgiler :)

19 Eylül 2012 Çarşamba

Alaca Dünya ve Yalnızlığım - Ali Ünal

Alaca Dünya ve yalnızlığım çok içten, sıcacık okuyabileceğiniz bir kitap. Beklenmedik, fantastik olaylarla kitap renklenmiş. Bazen fena halde hüzünlendiriyor. Özellikle benim gibi duygusal insanları.. Yalin bir dili var. Severek okudum bu sıcacık hikayeyi. Kitabın yazarı Ali Ünal sosyal medyayı iyi kullananlardan. Kendisini twitter 'dan zevkle takip ediyorum. Kitap yazarın ilk kitabı ve Potkal Kitap Yayınlarından basılmış. Kapağı, içindekileri çok güzel yansıtıyor.
Ne demiş sevgili yazarımız;
'Alaca Dünya siz insanoğlunun sevgisiyle oluştu yıllar önce. Yüzyıllardır da insanoğlunun sevgisiyle ayakta kalıyor.' 
Sevgimiz artsın, Alaca Dünya hep var olsun...
 
Arka Kapak Yazısı:
Gerçek hayat ile gerçek üstü hayatın kesiştiği bir roman Alaca Dünya ve Yalnızlığım Gerçek hayat ile gerçek üstü bir hayatın zaman zaman kesiştiği, içinde yaşanılan dünya ile öte dünyalara özlemin ortaya çıkardığı bir roman Alaca Dünya ve Yalnızlığım... Tüm romanlar gibi hayal, tüm hayaller gibi gerçek... Antakya'nın tam ortasında geçen bir fantastik kurgu. Çocukluğumun en özgün, en tatlı tebessümler yayıcı, en çapkın, en sevinçli ve en üzgün anları bir araya gelse ancak bu kadar uzun olurdu. Zor geçen ama hiç yaşayamadığım çocukluğum, bir gün kapısını çaldı yalnızlığımın. Uzun soluklu bir hezeyan fotoğrafı gibi asılı kaldı kalbimdeki koca duvarda. Bu duvarda Antakya'da yaşayan bir avuç insanın, Alaca Dünya ile kurduğu iletişimin en can alıcı anları da resmedildi. Her fırça darbesi, bu resmin karakterlerini ortaya koyuyor. Yaşamın sert gerçekleri ile Alaca Dünya'nın hayalleri içiçe geçiyor. Mahiyar'a duyduğum çocuksu aşk, mektup arkadaşım Jeanne'in tahmin edemediğim fırtınalarla dolu iç yüzü, Hristo Amca'nın sevgi dolu sarraf yüreği, Şayeste Hanım'ın, kendisine bahşedilen gençlik hülyalarıyla dolu Rıfat Bey aşkı, her geçirdikleri günü keseden yiyen sıradan yaşlılar: Mualla Nine ve Nihat Dede, Menekşe ve yaralı geçmişi... Antakya'da çekilen, her karesinde şiş kebap mutluluğunu, humus lezzetini, biber salçası hüznünü ve semavi aşkın 3 ayrı lisanını göreceksiniz.
 
Not: Ayracımı tanıtmadan geçmiyim :) en sevdiklerimdendir kendisi, ee uur böceekli çünkü :). Lösev'e destek olsun diye almıştım, iyiki almışım. Lösemili çocukların anneleri yapıyor bu ayraçları.


17 Eylül 2012 Pazartesi

Mutluluğumm

İnsanın sevdiği kişiyle ciddi adımlar atması nasıl güzel bir duyguymuş.. Bu aralar o güzel duyguyu doyasıya yaşıyorum. Bu hafta hep koşturma içinde geçti ama tatlı bir koşturmaca :)
Harikalar harikası bir evlenme teklifi ;

Müthiş heyecanlı bir kız isteme merasimi, gelin buketi gibi süslenmiş çikolatam, çiçeğimm :)
Allah böyle güzel günler görmeyi isteyen herkese yaşatsın bu duyguyu...

12 Eylül 2012 Çarşamba

Yoğun Günler Beni Bekler

İş yerinde bütün gün oturduğum, tek işimin internette dolaşmak olduğu günler geçti gittiii :( Bir oraya bir buraya koşturma günleri geldi, işler yoğunlaştı. Artık sadece molalarda internete göz atabiliyorum. Haliyle blogumla çok ilgilenemiyorum. Aslında aklımda yapabileceğim bir çok şey var. Bekleyin beni anacımm =) 
Geçenlerde kırtasiyeselim mi etkinliğine katılmıştım. Onun eşleşmeleri gerçekleştirilmiş. Sevgili Ayşegülce ile eşleşmişim. Kırtasiye alışverişime hemen hız verip bu hafta paketini yollamak istiyorum. Umarım yetiştirebilirim. Heyoo çok heyecanlı kii :)

10 Eylül 2012 Pazartesi

Pazartesizedeee

Bir Pazartesizedenin son halinden merhabalar..
Pazartesi günleri bu kadar yoğun olmamalı, haftasonundan sonra işe ısınma turu olmalı Pazartesiler..
Ama şuan kafam bir milyon 300 500 300 500 diye sayıklıyor..
 

7 Eylül 2012 Cuma

Pembeler Ülkesi, Keyif Köşesi

Off off demek istiyorum... Bu nasıl bir güzellik yahu ? Normalde bu bir yatak odasıymış. Ama ben burda uyumam, uyuyamam ki burası benim için olsa olsa keyif odası olur. Haksız mıyım? Alacaksın kitabını şekilden şekile girerek okuyacaksın rahat rahat. Ya da harika bir film izlemek için çok uygun değil mi? Pofuduk pofuduk pembeler ülkesi, keyif köşesi...

6 Eylül 2012 Perşembe

Beastly - Alex Flinn

Kitabı, sevgili vampirellaninguncesi çekilinden kazanmıştım. Beastly çok kısa bir sürede okuduğum bir kitap oldu. Zaten başlarken anlamıştım hemen biteceğini. Kitap bir gençlik romanı hani şu çok kolay okunan, çerez niyetine dediklerimizden. Lise çağındaki gençlerin bayıldıkları türdendi. Kitabı sevdim mi evet sevdim sürükleyiciydi. Günümüze uyarlanmış güzel-çirkin hikayelerinden. Arada böyle kitaplar da okumak güzel oluyor.
 
Arka kapak yazısı:
"Çirkin bir yaratığa dönüşmüştüm.
Aynaya bakakalmıştım. Bir hayvandım artık, tam olarak bir kurt, ayı, goril ya da köpek değil, ama ayakta durabilen, neredeyse insan sayılabilecek ama insan olmayan korkunç bir türün örneğiydim. Ağzımdan köpek dişleri çıkıyordu, parmaklarım pençeleşmişti ve her yerimden tüyler fışkırıyordu. Sivilceli ya da ağzı kokan insanları küçümseyen ben, bir canavara dönüşmüştüm.
Peri masallarından mı bahsettiğimi düşünüyorsunuz? Kesinlikle hayır. Yer, New York şehri. Zaman, günümüz. Bu herhangi bir şekil bozukluğu ya da hastalık değil. Sonsuza kadar bu şekilde bir yaratık olarak- kalacağım, tabii büyüyü bozmanın bir yolunu bulmazsam.
Evet, İngilizce sınıfımdaki kızın bana yaptığı büyüden bahsediyorum. Neden beni gündüzleri saklanan ve geceleri etrafta gizli gizli dolaşan bir canavara dönüştürdü? Size anlatacağım. Size eskiden nasıl yerinde olmak istediğiniz zengin, kusursuz bir görünüşü ve hayatı olan adam Kyle Kingsbury olduğumu anlatacağım. Ve sonra nasıl kusursuz bir… canavar olduğumu
."

3 Eylül 2012 Pazartesi

Babaanne Yasakları


Bütün yaşlılar aynı mıdır? Bilmiyorum ama benim babaannemden duyduğum yasaklar var. Her defasında söylemekten bıkmaz. İşte şunlar gibi:
Gece sakız çiğneme kızım, ölü eti yemiş gibi olur..
Hava karardıktan sonra çamaşır katlama kızım, kısmetin rasgitmez..
Gece tırnak kesilmez kızım, iyi değildir (Nesi kötüyse).
Gece ıslık çalma evladım, şeytanları toplarsın tepemize..
 
Tabi ben her defasında tersini yaparım. Ne hikmetse hepsi de gece için yapılan eylemler. Anlaşılan yaşlılarımız geceleri pek sevmiyor :)

1 Eylül 2012 Cumartesi

French Oje Yapmak isteyenler?

French oje yapımı genelde biraz zor olarak bilinir. Aslında bu külliyen yalan :) Çok basit yöntemleri mevcut. Öyle bant yapıştırmaya filan gerek yok.  Avucumuzun kenarına beyaz ojeyi sürüyoruz. Kurumasına izin vermeden tırnağımızı fotoğraftaki gibi sürülen ojeye doğru ittirip sağa sola oynatıp kenarlara oje yapışmasını sağlıyoruz.
Bu işlem bittikten sonra beyaz öjenin kurumasını bekleyin yoksa dağılır. Sonra üstüne ister şeffaf parlatıcı isterseniz de rakı beyazı oje sürüyoruz ve işlem tamam :)  
 Sonuç ortada ve yapımı da çok kolay. Benim tırnaklarım biraz kısa olduğu için çok belli değil belki ama uzun tırnakda daha gösterişli ve şık duruyor..