Bundan 2-3 hafta önce sevgili arkidişimiz
Sevda blogunda kitaplarını hediye ediyordu. Eee kitap olurda ben talip olmam mı :) 3 kitabı istedim saolsun Sevdacım da 1 kitapta benden olsun diyip 4 kitabını bana hediye etti. Tekrar çok teşekkürler Sevdacım. Dualar Kalıcıdır kitabı da bu kitaplardan biri.
Kitapta yaşlı bayan Rosella ile genç kız Pelin'in hayat hikayeleri yer alıyor. İki bayan birbirine yaşadıklarını anlatıyor ve kitap hep bir konuşma şeklinde devam ediyor. Ben hiç sıkılmadan okudum. Çok akıcı ve sıcak geldi hikayeleri. Kitapta beni zorlayan tek nokta Rosella'nın eski türkçe kelimeler kullanması. Hatta ilk başta tüm kelimelerin anlamlarını bulup not aldım. Ama baktım başa çıkcak gibi değil bıraktım. Zaten bir süre sonra o kelimelere alışıyor insan.
Kitapta bir çok cümlenin altını çizdim. Bunlardan birkaçı şöyle;
"Birini mahkum etmeden, dualarını dinlemek lazım.."
"Eğer vücudundaki bir organın mevcudiyetini hissediyorsan o organ hasta demektir."
Ne kadar doğru bir cümle değil mi? Vücudumuz öyle güzel çalışıyor ki bir sorun olmadığı sürece o organın orda olduğundan bile haberimiz olmuyor.
Arka Kapak:
Tuna Kiremitçi’nin yeni romanı, İkinci Dünya Savaşı’nda İstanbul’a sığınarak
hayatta kalmış bir kadın ile günümüz dünyasında yolunu bulmaya çalışan bir genç
kızın dostluğuna kulak misafiri ediyor bizi.
Ölümü bekleyen Rosella Galante ile genç Pelin’in hayatları “lüzumundan fazla
medeni” bir Orta Avrupa kentinde kesişir.
Gönül yaraları ve geçmişteki acıların yanı sıra iki kadını bağlayan çok
önemli bir şey daha vardır: Türkçe.
Rosella ve Pelin, ikisi için de giderek ilginçleşen bir söyleşinin içinde
bulurlar kendilerini. Bu aynı zamanda iki farklı kuşağın, iki farklı kadının ve
iki farklı tahayyülün tanışmasıdır.